ANAL FİSSÜR HASTALIĞI NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR

 

Anal fissür anusun cilt ile birleşen ağız kısmının hemen iç yanında yer alan bir yaradır. Yaklaşık 5-6mm uzunluğundadır. Hastaların yaklaşık %90-95 in da arka orta hatta yerleşiktir. Bunun dışında özellikle anüs açıklığının yan taraflarında yerleşik fissür varsa doktor hastada inflamatuar barsak hastalığı varlığına yönelik araştırmalar (Crohn hastalığı gibi) yapar. Kabızlık, aşırı ıkınma daha az olarak ta ishal gibi o bölgede tahrişe neden olan olaylar sebep teşkil eder. Hastada büyük abdest yapma ile başlayan ve sonrasında da bazen saatlerce süren o bölgede ağrı, huzursuzluk, büyük abdest yapma duygusu şeklinde şikayetler ve aralıklı kırmızı renkli yoğun olmayan kanamalar olur. Bazı hastalarda bu ataklar aralıklı olarak geçip sonra tekrar ortaya çıkabilir. Daha çok genç yaş hastalığıdır. Kanser riski taşımaz. Hastalığın akut ve kronik (müzmin) şekli vardır. Akut dönem ilaçla (krem yada fitil şeklinde) tedavinin kronik döneme göre daha başarılı olduğu bir dönemdir. Hastalık başladıktan yaklaşık 2 ay kadar sonra kronik döneme girer.

 

Kremlerle yapılan tedavi akut dönemde daha başarılı iken kronik dönemde bu başarı azalır. Hastaları yaklaşık %70 i ilaç tedavisi ile iyileşir. Ancak sonraki süreçte tekrarlama riski de düşük değildir. Kremler dışında Botolinum toksini injeksiyonuda benzer başarı ile denenebilen bir tedavi yöntemidir.

 

Akut dönemde tedaviye kremler ile başlamak daha makuldür. Yanı sıra kabızlığı önleyici ilaçlar da verilmelidir.

 

En başarılı tedavi cerrahi olup, kısa ve kolay tolere edilebilen bir ameliyattır. Hastanın geceyi hastanede geçimesi gerekmez. Başarı oranı %95 ile %100 arasındadır. Ameliyat edilen hastaların %5 kadarında ameliyat bağlı ciddi olmayan yan etkiler meydana gelebilir. Bunlar zaman zaman gaz kaçırma ve iç çamaşırda nemlenmedir. Bu durum bazen kendiliğinden de düzelebilir.