Anksiyete ve Depresyon Üzerine Yakından Bir Bakış
5 Ocak 2022 Çarşamba | Bizden HaberlerÇevresel ve yaşamsal değişimler, düşünceler, bedensel belirtiler, davranışlar ve ruh halleri kendi aralarında ilişkilidir. Bu beş alandan birinde gerçekleşen bir sorun, diğer alanlarda da değişikliğe neden olur. Hayatımızdaki bu döngünün nasıl işlediğini anlamak sorunları anlamamıza yardımcı olacaktır.
İlk olarak anksiyete, yaşamanız için gerekli olan bir yoldaştır, düşmanınız değildir. ‘’Direndiğiniz şey, ısrar eder.’’ Anksiyetenizi kalıcı olarak kapatmanız için bir düğme yoktur. Çünkü anksiyete tıpkı diğer duygular gibi kişiliğimizin bir kısmını oluşturmaktadır. Üzgün veya kızgın hissettiğinizde ilk yaptığımız şey bu duygulardan tamamen arınmak değil, onları hayatımızın sağlıklı bir parçası olarak kabullenmektir. Anksiyete de üstesinden gelmeyi öğrendiğimizde, hayat boyu süren bir yolculuktur. Ama bu yolculukta anksiyete ve depresyon, sizi güvende olduğunuzu hissettirecek kendi güvenli bölgelerine kilitlemek için elinden geleni yapacaktır. Anksiyete ve depresyonu harekete geçiren şey korkudur ve atmanız gereken ilk adımlardan biri de bununla yüzleşmektir. Aksi taktirde siz izin verdiğiniz sürece hayatınızı yönetecektir. Şimdi ise hayatınızı yöneten belirtilerin neler olduğuna ve bu belirtilere karşı neler yapabileceğimize yakından bakalım.
Anksiyete nedir?
Anksiyete, her bireyin yaşamının bazı dönemlerinde karşılaştığı hoşa gitmeyen tehlike veya talihsizlik korkusunun neden olduğu, tedirginlik ya da bunaltı hali olarak tanımlanmaktadır. Anksiyete kökenini kişinin çocukluk yıllarında ailesi, çevresi, öğretmenleri ve yaşıtlarıyla kurduğu deneyimlerden alırken ana kaynağını; kişinin kendine yeteri kadar güven duymaması ve ben duygusunu sağlıklı bir şekilde geliştirememesi oluşturmaktadır. Anksiyete, bulaşıcı bir duygu olma özelliğine sahiptir. Bu yüzden annenin kaygısını ses tonuna ve davranışlarına aktarması, çocuğun ileriki yaşamında etrafındaki olaylara karşı kaygı oluşturmasına sebep olmaktadır. Anksiyete yaşayan kişiler, hayatlarının kontrolünü sağlayamadıkları için geçmişte yaşadıkları kötü tecrübelerin gelecekte de başlarına geleceğine inanarak tedirginlik yaşamaktadır.
Anksiyetenin belirtileri nelerdir?
Farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkan anksiyete belirtileri, anksiyetenin düzeyi ve türüne göre kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Belirtilerin 6 ay süreyle devam etmesi durumunda, kişinin ilişkilerinde bozulmalar meydana geliyorsa bu durumun patolojik olma olasılığı yüksektir. Anksiyete yaşamaya başladığınızda bilişsel, fizyolojik, duygusal ve davranışsal olarak aşağıdaki gibi belirtiler meydana gelmektedir.
- İlk olarak büyük marketlerden uzak durursunuz. Çünkü buralarda sersemlik, baş dönmesi, zihin karışıklığı ve bayılacakmış gibi hissedersiniz.
- Yalnız kalmaktan endişe ettiğiniz için bir yakınınıza bağımlılık geliştirirsiniz.
- Arada dehşet hissine kapılırsınız.
- Kendinizi fiziksel ve duygusal yönden bitkin hissedersiniz.
- Hiçbir neden yokken korkuya kapılırsınız. Hiçbir şeyle baş edemez gibi hissedebilirsiniz.
- Geceleri kabusler görebilir ve uykunun yarısında uyanırsınız.
- Hayatınızdaki her şeyin kontolünün sizde olmasına ihtiyaç duyarsınız.
- Kendinize oluşturduğunuz güvenli alanlar (çoğunlukle ev) vardır. Bu güvenli alandan uzaklaştıkça kendinizi rahatsız hisseder ve rahatlamak için bu yere geri dönmek isterdiniz.
- Bazen evde kalmayı tercih etme eve kapanma (agorafobi) seviyesine gelebilir.
- Bazen çevrenizdeki kişilerin sizin hakkınızdaki düşünceleri konusunda paranoyaya kapılırsınız.
Depresyon nedir?
Depresyon duygusal, davranışsal, bilişsel ve somatik belirtilerle ortaya çıkan; bunun sonucunda kişide çökkün bir ruh haline, davranışlarındaki etkinlikte yavaşlama görülmesine, bilişsel durumlarda bazı değişikliklere ve zaman zaman bedensel bazı yakınmalara sebep olan; şiddeti kişiden kişiye değişiklik gösteren bir duygudurum bozukluğu olarak tanımlanabilmektedir. Sağlıklı insanlarda depresif duygular, yaşamsal olaylar karşısında meydana gelerek kişinin hayal kırıklığı, üzüntü ve sıkıntı hissetmesine sebep olan yaşamın doğal bir parçası olarak değerlendirilir. Fakat psikolojik rahatsızlık olarak değerlendirilen depresif bozukluk, kişinin karşılaştığı olaylar karşısında yaşamsal işlevlerde bozulmalar meydana getirerek hayatı olumsuz etkileyen bir tablo içermekte ve kişinin yanında bulunan sağlıklı bireyleri de olumsuz yönde etkilemektedir.
Depresyonun ortaya çıkması veya yaşanan depresyonun daha ağırlaşmasının sebebi iş hayatında karşılaşılan çatışmalar, ekonomik zorluklar, aile sorunları, fizyolojik hastalıklar, sevgi nesnesinin kaybı ve öz benliği incitici durumlarla karşılaşılması ile ilişkilendirilmektedir. Kişinin özsaygısı, ailesinden gördüğü sevgi ve onay ile ilişkilidir. Ailesi tarafından değer görmeyen bir kişi büyüdükçe, özsaygısını dışsal kaynaklara bağlayarak gelişimini başarı ve faaliyetlerine göre belirlediğinden, beklediği desteği göremediği zaman geçmişte yaşadığı çaresizlik duygularını geri getirerek depresyona girmeye hazır hale gelmektedir.
Depresyonun belirtileri nelerdir?
- Kişinin kendisinin de gözlemlediği gün içerisinde süren çökkün duygu durumu
- Etkinliklere ve yaptığı işlere karşı isteğinin ve zevk almasının belirgin şekilde azalması
- Kiloda gözlenebilen artış veya azalmanın yaşanması
- Çoğunlukla gün boyunca uyuyamama veya bütün gün uyuma
- Neredeyse her gün görülen enerji düşüklüğü ve bitkinlik hali
- Kendini suçlu ve değersiz görme
Anksiyete ve depresyon ne zaman sorun olmaya başlar?
Araba anahtarınızı kaybettiğinizi düşündüğünüzde yaşayacağınız paniği hayal edin. Burada yaşadığınız anksiyete normaldir. Peki iki ay boyunca her gün veya bütün gün boyunca anahtar kaybetmiş olduğunuz andaki gibi hissetseniz, üstelik hiçbir açıklaması ya da nedeni bulunmazken? Bu durum depresyon için de geçerlidir. Eğer çok sevdiğiniz montunuzu takside unutursanız birkaç gün kendinizi kötü hissedip mutsuz olmanız normal bir durumdur. Fakat bunu soruna dönüştüren şey, çok uzun süre kendinizi kötü hissetmeye devam etmenizdir.
Anksiyete ve depresyonla baş etmek için denge nasıl kurulur?
Eğer hayatınız belirsizliklerle doluysa, bu durumu dengelemek için kesinliğe ihtiyacınız var demektir. Hayatınızda bir terazi olduğunu hayal edin. Sol kefede stres, korku, suçluluk, belirsizlik duyguları var. Sağ kefe ise bomboş. Hayatınız boyunca tamamen yana dönük şekilde yaşayamazsınız. Sağ tarafa da sevgi, neşe, mutluluk, heyecan gibi duygular doldurarak sol taraftaki duyguları hayatınızda dengede tutabilirsiniz. Her şeyden önce hayatın zıtlıklarla dolu olduğunu kabul etmeliyiz. Yaşanacak iyi ve kötü günlerin olacağını kabullenip anksiyeteyi hayatınızın bir parçası haline getirdiğinizde, onunla savaşmaktansa denge kurarak onunla anlaşma yapmayı öğreneceksiniz. Hayatla denge kurabilmek için yola devam etmelisiniz. Aynı düşünce kalıplarının arasında kalmış ve her zaman yaptığınız şeyleri yapmaya devam ederseniz olduğunuz yerde kalırsınız ve anksiyete sizi yakalar. Bu durumun üstesinden gelmek için ihtiyacınız olan şey ise dengenizi nasıl sağlayacağınızı keşfetmenizdir. Anksiyete ve depresyon dahil, eğer sorunlarınızın üstesinden gelmek istiyorsanız paylaşmak ve iletişim kurmak kesinlikle çok önemlidir.
Hayatınızın anksiyete tarafından yönetildiğini fark ettiğinizde ne yapmalısınız?
En iyi tabirle dikkat dağıtmak belirtileri gizlemek için bir maskedir. Dikkat dağıtmanın kalıcı olmadaki etkisizliğinin sebebi de altta yatan sebeplerle uğraşmamasından kaynaklanır. Şimdi rutubetli bir ev düşünün. Rutubeti gizlemek için duvarları boyayabilirsiniz. Ancak rutubet bir gün geri döner, üstelik muhtemelen eskisinden daha kötü bir şekilde. Dikkat dağıtma kısa bir süreliğine etkilidir ve anksiyetenin geri gelmesi an meselesidir. Bunun yerine yüksek anksiyete hissettiğiniz zamanlarda, sizin için olumlu anıları çağrıştıracak bir fotoğraf, şarkı listesi veya video listesi hazırlayarak duyguları, kendimize olan inancımızı ve neşeyi uyandırıp anksiyeteye bağlı düşüncelerle baş edebilirsiniz.
Eğer anksiyeteli ve depresif hissediyorsanız, beyniniz bedeninize doğal bir tepki olarak mutsuz olduğunuzu ve içinizdeki hisleri dışarıya yansıtmanızı isteyecektir. Olumsuz beden dili ile olumsuz duygular beslenir. Bu nedenle doğal tepkinizle savaşarak, olumsuz duygunuzu olumlu duyguya gülümseyerek ve başınızı dik tutarak çevirebilirsiniz. Gülümseme numarası yapmak, beyninizi kandırıp mutlu olduğunuz düşüncesine neden olur. İçinizden gülümsemek gelmiyorsa dahi bunu yapın.
Gerginlik ve sürekli tetikte olma halinden kurtulmak için hayatta bazen boşvermeyi ve gevşemeyi öğrenmeniz gerekir. Kaslarınızdaki gerginliği gevşetmek için kademeli kas gevşetme çok etkili bir yöntemdir. Kendinizi çok gergin hissettiğinizde yumruğunuzu birkaç dakika sıkmayı ve sonra serbest bırakmayı deneyin. Bunu günlük olarak kafa, boyun, omuz kaslarınıza uyguladığınızda kendinizi rahatlayabilir bir konuma getirmiş olacaksınız. Ve en önemlisi kendinize çok nadir sorduğunuz ‘’bugün beni ne mutlu edecek?’’ sorusunu daha sık sormaya başlayın.