print

Onkoloji Hastalarına Aile Üyelerinin Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır?

10 Haziran 2022 Cuma | Bizden Haberler
Onkoloji Hastalarına Aile Üyelerinin Yaklaşımı Nasıl Olmalıdır?

Kanser tanısını alma ve sonrasında tedavi sürecinin planlanması, hem birey hem de yakınları için zor bir süreçtir. Kanser tanısı, tüm aile üyelerinin yaşam akışını değiştirerek kişide belirgin bir gerilim ve kaygıya neden olur. Tedavi sürecinde, kanser hastası gibi hasta yakınları da belirsizlik duygularını ve acı hisleri deneyimlemeye başlarlar. Ardından kanserli hasta ve yakınlarının ortak bir duygu olarak yaşadığı öfke; hafif bir huzursuzluktan, şiddetli kızgınlık ve hiddete kadar değişebilen bir ruh hali olarak kendini gösterir.

Duygusal, bilişsel ve fiziksel alanda güçsüzlük, korku, kaygı ve çaresizlik gibi duygular yaşandıktan sonra hasta yakınlarının gelecek adına bir miktar umut duygusuna sahip olması çok değerlidir. Çünkü umut; hastalara zor bir tedavi programına başlamaları için cesaret verirken hastalığı doğal yaşamın bir parçası olarak görmelerini, hayatlarını yeniden düzenlemelerini, bir şeylerin değişebileceğini ve asla vazgeçilmemesi gerektiğinin duygusunu kazandırır.

Hasta yakınlarının, hastalık sürecinde hastanın tepkilerini anlayışla karşılaması, güç günlerinde yalnız olmadıklarını hissettirmesi ve hastayı güvenilir ellerde olduğuna inandıran bir yaklaşım ve tutum sergilemesi iyileşme sürecinin önemli bir belirleyicisi rolündedir. Hastalığa karşı güçlü ve kararlı olabilen hastalar, tedavinin yan etkilerine karşı daha dayanıklı olurlar.

Fakat bu süreçte problemi minimize etmek ve hastaya moral vermek için hastalığın yokmuş gibi davranılması, hastaya hastalığın görmezden gelindiğini hissettirebileceği için doğru değildir. Hastanın, bu kriz dönemini rahatça atlatabilmesi için ihtiyacı olan şey hastalıkla ilgili duygularını ve düşüncelerini serbestçe ifade edebilmesi, olup biteni rahatça konuşabilmesi ve terk edilme korkusunu yaşamamasıdır. Hastanın günlük rutinlerine olabildiğince devam etmesine destek olmak ve beraber zaman geçirerek eski keyifli aktivitelere zaman ayırmak, hastalığın adaptasyon sürecinin bir parçasıdır. Hastalık hakkında merak ettiklerinizi arama motoru Google’a sorduğunuzda karşınıza çıkan bilgilerden hangisinin size ait olduğunu ayırt etmek oldukça zordur. Her iki tarafa da kaygı ve endişeden başka bir şey oluşturmaz. Bu nedenle, gün içinde aklınıza gelen bütün sorularınızı bir kağıda yazıp doktorunuza sormanız süreci daha doğru yönetmenizi sağlayacaktır.

Tedavi sürecinde, önemli bir role sahip olan hasta yakınının hastasıyla alakalı olan durumlar dışında kendi hayatının diğer bölümlerini de sürdürmesi gerektiğini unutmamalıdır. Çünkü sorumluluğunu üstlendiğiniz bakım kolay olmadığı için moralinizi sürekli yüksek tutmanız oldukça zordur. İlk olarak, hayatınızın bu dönemine alışmak için kendinize zaman verin. Elinizden gelenin en iyisini yapıp, akışa bırakmanız gereken bu dönemde her şeyi mükemmel yapmaya çalışıp tüm enerjinizi harcamayın. Dengeli beslenmeye ve olabildiğince uyumaya gayret edin. İyi bir dinleyici olarak çoğu zaman bir şey söylemek zorunda değilsiniz. Hastanıza kibarca dokunmak, ellerini tutmak, yüzünü okşamak genellikle rahatlatıcı ve yararlıdır. Zorlanmaya başladığınızda duygularınızı yakınlarınıza ifade etmeye ve enerjinizi koruyabilmek adına kısa molalar vermeye ihtiyaç duyduğunuzu bilmelisiniz. Çevrenizden gelen yardım taleplerini reddetmeyin. Bu dönemde kendinize zaman ayırmanız bencillik değil, hastanıza verimliliğinizi arttırmanız için bir gerekliliktir. Eğer siz iyi olmazsanız hastanıza yorgunluğunuzu ve kaygınızı olduğu gibi aktaracağınızı bilmelisiniz. Stresinizle baş etmede zorlandığınızı hissediyorsanız bu becerilerinizi güçlendirmek için bir uzmandan destek almayı ihmal etmeyin.


Kanserli hastanın terminal dönemdeki bakımı

Terminal dönemdeki hastalarda, uzun süre yatağa bağımlı olmak depresyona ve uyuşukluk haline neden olur. Hastalarla iletişim kurmak zorlaştığı için iletişim sözelden çok sözel olmayana doğru çevrilir. Bazen hasta sadece elinin tutulmasını, sessizce yanında oturulmasını isteyebilir. Bir ayak masajı ya da sevgi dolu ve yumuşakça bedene sarılma hastanın ihtiyacını karşılar. Ölümü yaklaşan hasta ile iletişimin en önemli unsuru, sorulan sorulara karşı tıbbi terimlerden kaçınarak kısa ve basit cevaplar verilmesi ve bu durumu nasıl algıladığını gösteren duyguların ifade edilmesi için cesaretlendirilmesidir. Hastanın bakım ve duygusal süreçlerine aile bireylerinin aynı oranda katılması, hem hastanın kendini önemli hissetmesine hem de sadece kendi sıkıntılarına yoğunlaşmasını önlemesi açısından anlamlıdır.

Hasta yakınları, hasta ile iletişimini kolaylaştırmak için; hastanın hastaneye yatışını nasıl yorumladığı, fiziksel sıkıntıların yaşam kalitesi üzerindeki etkileri, ölüm hakkında aklından geçen düşünceleri, kullandığı baş etme yöntemleri ve destek olan kişilerin tepkilerinin kendisini nasıl hissettirdiği konusunda kendini ifade etmesi hakkında sorular sorabilir.

Ailenin yaşadığı stresi en aza indirebilmesi için; kişinin normallik ve rutin duygusunu sürdürmeye çalışması, sadece ölüm fikrine odaklanmaması, yaşanabilecek veya yaşanmayacak kötü şeyleri tahmin etmekten kaçınması, umudun daima korunmasına özen göstermesi, dengeli beslenip egzersiz yapması, günde en az sekiz bardak su içmesi ve süreci daha bilinçli yönetebilmek için profesyonel destek alması zor sürecin yönetimine katkı sağlayacaktır.

ONLINE RANDEVU

Online Randevu KENDİM RANDEVUALMAK İSTİYORUM

Buradan randevunuzu tarih ve uzmanınızı seçerek 7/24 planlayabilirsiniz.

Online Randevu BENİ ARAMANIZI İSTİYORUM

Randevu formunu doldurun, Çağrı merkezimiz sizi arasın. Randevunuzu bizimle planlayın.